Soru : Einstein'a göre, uzay ve zaman aynı değildir. Ben bunu gerçekten anlayamıyorum, ama sanırım o zamanın uzayın dördüncü boyutu olduğunu söylüyor. O buna "uzay- zaman sürekliliği" diyor. Peki bu kavramın bizim bilincimizle eş bir örtüşmesi var mı ?
Cevap: Evet. Sizin dışsal olarak uzay ve zaman diye algıladığınız şey nihai olarak iliüzyonidir, ama onlar bir gerçek çekirdeği içerirler. Onlar Tanrı'nın sizin dışınızda, dışsal bir mevcudiyete sahipmiş gibi algıladığınız iki öncemli niteliği içerir. Sonsuzluk ve ebediyet. Hem uzay hem de zaman, sizin içinizde, sizinkini olduğu gibi kendi gerçek doğalarını da açığa vuran içsel bir eşdeğere sahiptir. Uzay sizin içinizde sessiz, sonsuz derinlikte düşünce-sizlik alemiyken , zamanın içsel eşdeğeri de mevcudiyettir, ebediyet "şimdinin" farkındalığıdır.
Onların arasında hiçbir ayrım ve fark olmadığını da hatırlayın. Uzay ve zaman içinizde "tezahür-etmemiş olan" (yani düşünme eyleminden arınmış, saf anda mevcudiyet) mevcudiyeti idrak ettiğinde , dışsal uzay ve zaman sizin için mevcut olmayı sürdürse de, çok daha az önemli hale gelir. Dünya sizin için mevcut olmayı sürdürür, ama artık sizi bağlayıp sınırlayamaz.
Bu yüzden dünyanın nihai amacı dünyada değil, dünyayı aşmakta yatar. Tıpkı uzayda hiçbir nesne bulunmasaydı uzayın bilincinde olamayacağınız gibi , tezahür-etmemiş olanın idrak edilmesi için de dünyaya ihtiyaç vardır. ( Olmasaydık zaten bilincinde olamayacağımız bir dünya görüsünü yaşamazdık. Ve şu an burada var olduğumuz için artık içsel farkındalığa ulaşmamızı sağlayacak deneyimlere ve içsel "mevcudiyet görüsüne" katılabiliyoruz.)
" Eğer iliüzyon olmasaydı, aydınlanma da olmazdı." Tezahür-etmemiş olan kendini dünya ve sizin vasıtanızla tanıyıp bilir ve "ego" dan arınmış öz benliğin uyanışla özünü gerçekleştirebilir.
Şöyle ki uzay zaman- bizim öz bilincimizle tam olarak anlayabildiğimiz ve herkes için aynı olan kavramlar değil .(zaman göreceli) Ama durum şu ki her kişi için aynı derecede tezahür ediyor. Biz bu dünyada bunun farkındayız fakat bu dünya algısında zaman bilincini tam olarak kavrayamıyoruz . Bu olasılık için bilincimiz de derinleştirmemiz gerek. ( ki şimdi geçmiş ve gelecek aslında tek bir çizgi içerisinde şimdiki zamandır ) . Bunun için bilinci geçmiş gelecek ve şimdi kaygılarından kurtarıp nihai bir boşluk algısına eriştirebilmeliyiz ki, bu da dünya algısı ve maddesel kavramlardan uzak bir eylem olsun , böylece tezahür -etmemiş olanla ( düşünme eyleminden arınmış, saf bilinç ) bir bütün olarak daha derin bir farkındalık boyutunu algılayabilelim.
Not: Eckhart Tolle- Şimdinin Gücü kitabından esinlenerek yazılmıştır. Daha kolay anlaşılabilmesi adına alt satıra ayrı bir paragraf ekledim.